11 Şubat 2008 Pazartesi

Frida

Çok uzun zamandır izlemek istiyordum bu filmi.. Elliot Goldenthal imzalı müziklerine daha ilk dinleyişte vurulmuş ve defalarca dinlemiştim. Geçenlerde son derece amatörce yaptığım ve film müzikleri çaldığım internet radyosu programında müziklerine hayran olduğum bu filmi henüz izleyemediğimi söylediğimi duyan bir arkadaşım, bana nefis bir sürpriz yaparak filmin DVDsini gönderdi :) Ve dün filmi seyrettim.

Eminim hakkında bir çok yerde pek çok kez yazılar yazılmış, filmden defalarca bahsedilmiştir. İzlemediğim filmler ve okumadığım kitaplar hakkında fikir sahibi olmak istemediğim için hiç araştırıp okumam, karşıma tesadüfen çıktığında da gözlerimi başka yöne çeviririm. Bu yüzden film ve -utanarak itiraf ediyorum ki- Frida Kahlo hakkında pek bir fikrim yoktu.

İşin teknik, sanatsal kısmından ahkam kesecek kadar çok anlamam, yazdıklarım sadece filmin bende uyandırdıkları. Oyuncularıyla, atmosferiyle, renkleriyle, kostümleriyle, müzikleriyle, kurgusuyla bence gerçekten çok başarılı. Müzikler, tahmin ettiğim gibi filme çok yakışmış, damakta bıraktığı tadı yoğunlaştırıyor. Renklere özellikle bayıldım. Hele ortasında avlular olan o Meksika evleri.. Kahlo'nun resimleri.. (Ashley Judd'ın canlandırdığı Tina ile olan dans sahnesinden bahsetmeden geçmek olmaz :)

Olağanüstü bir karakter olan Frida Kahlo'nun kendisi gibi sıra dışı olan büyük aşkı, fiziksel ve ruhsal acıları, yaşam enerjisi, tutkuları, aykırılıkları ve tüm bunları aktardığı resimleri, filmi izlerken insanı bambaşka bir dünyaya çekiyor. Aşkın ne büyük bir güç olduğunu, acısının ne kadar yıkıcı olabileceğini, aynı amaç uğruna çabalamanın insanları nasıl yakınlaştırdığını, bir kadının içindeki çelişkileri bu çok farklı ve renkli yaşam öyküsünde görebiliyor insan. Aslında görmekle de kalmıyor, bir noktaya kadar hissedebiliyor da. İşte bu yüzden bu film benim gözümde bu kadar başarılı.

Sonuç olarak, geç de olsa ruhuma mükemmel bir renk ve müzik ziyafeti çektim. Sebep olan herkesin ellerine sağlık :)